2 Haziran 2009 Salı

Önder ÖnceL

Şimdi siz Önder'i tanımıyosunuz... Benim ise bunca yıla rağmen pek anladığım söylenemez. Gerçi şuan bu blog'dan kimsenin haberi olmadığı gerçeğini de düşünürsek, evet; burda Önder'i tanımayan yok. Ve fakat, anlamayanın da çok olduğunu düşünüyorum. Sadece bu blog'takilerden de bahsetmiyorum...

1o Haziran, benim doğum günüm ve bakın gün itibariyle Önder'in bana söylediğine:
"Bugün senin boğum günün Erdem... Doğum gününü göremicen!"

Aslında Önder'i çok seviyorum ama Aysel'in ablası gibi, "İçimden bi' ses Aysel'i boğ..." diyor.

Hayır, hayır; kesinlikle şiddet yanlısı bi insan değilim. Hümanis bir hedonist olduğum söylenebilir. Softcore...

Tabi bahis bu değil. Konumuza dönersek, Önder Öncel.

Ömrü hayatı boyunca, neden bilmem; beni kıskandı bu kişi. Çekemedi, o yüzden de oramı buramı çekiştirdi. Beni sündürmeye çalıştı ama tabi ki nafile... Erdem, diyorum size. Herhangi bir şey ifade etmiyorsa da üzülürüm isminize... Doğrudan soyisminize hatta.

Artık bu hayatta ben olan ne varsa, hepsini silmeye çalıştı Önder. Bana aşık ta bi yandan, 8 yıllık sevgilisi, 3 yıllık karısını ben sandı... Hayır, hayır! Öyle değil. Hatta eşi de burda, kendisine sorabilirsiniz. Vahide'nin bi fotoğrafına baktı ve onu ben sandı. Kesin, gizliden bana aşık... Aşık dediysek te hemen cinsi bi' münasebetsizlik etmeyin lütfen. Aşk, her yerde. Neyse...

Evet, Önder'i çok seviyor olabilirim. Ne yazık ki sevgi karın doyurmuyor. Önder bi gün beni, ayaklarımı koca bir vita kovasının içine, çimetoyla gömüp, açık denize atana kadar da buralarda olmaya gayret edicem...

1 yorum:

  1. ahahahahahaha. ne uğraşıcam be vitayla mitayla 40 saat. bir çorba kaşığı su yeter de artar bile. sana daha önce de söyledim canım, beni anlamak demek beni anlamak demek değildir. anlamak dediğin nedir zaten? yaşamadğı hiçbişeyi anlamaz insan. sen beni hiç yaşadın mı ha sorarım sana. bunca zamandır beni nerenle yaşadın erdem. ah be erdem...

    YanıtlaSil