31 Ağustos 2009 Pazartesi

Nato Mermer

Anlayan öte gitsin...

14 Ağustos 2009 Cuma

Je Ne Comprends Pas

benim derdimse daha çok, Fransız kalmak...

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Mi acaba?

Yoksa şuuraltımın derinliklerinde arap olmaktan dırstığım için mi anlamıyorum lan biçok şeyi?
Bak şindi ambale oldum. Anladığım anda arap olacaksam anlayamam mantıklı gibi sanki!??

"Arap olmaktansa kıt akıllı olmayı tercih ederim."
Roberto Carlos

Aradığınız kişi şu an anlaşılamıyor.


Kendimden başlayarak etrafımdaki hiçbir kimseyi zerre kadar anlamadığımı itiraf etmek istiyorum. Ama her geçen konuşmada bolca etrafa saçıyorum: hı hı anladım. Evet anlıyorum.
Ay seni çok iyi anlıyorum. Yok arkadaş anlamıyorum ben. Yüzeyde her şeyin ve herkesin birbiriyle uyum ve neş'e içinde yüzdüğü bu mana okyanusunda, bir boy ver bakayım dediğinde her şey tepetaklak oluyor. Neden? Anlamıyorum işte. Ağzı olan herkes konuştuğundan değil, herkes ağzıyla konuştuğundan belki. Konuşurken her şey mükemmel de iş icraata gelince tıssss... Alem yılan olmuş ortamlara sinsice akarken, hani lan dün gece konuştuklarımıza noldu dediğinde o başka o başka diyor sana. İşte o zaman her şey bambaşka oluyor gerçekten. Hepimiz kardeşiz fekat dur şu lavuğa iki dalıp geliyorum! Bu mu? Onu ondan bunu bundan ayırt etmek zorlaşıyor gittikçe. Herkes -mış gibi yapıyor işte. Öyle yaptığının farkında bile değil çoğu. Öyle öğreniyor çünkü. Öyle öğretiliyor belki. Hı hı anlıyorum canım seni. Benim de babam çocukken beni ağaca bağlayıp kırbaçlardı. Yaşadığım bu travmadan sonra gece vakti sokaktan geçen insanları doğramaktan zevk alır oldum. Evet sizi de anlıyorum hanfendi. Firmanızın çıkarları gereği beni kovmak zorundasınız. Malum vahşi kapitalizmo. Adamda takat bırakmıyor. Yalanım yoksa namerdim! Alayınızın algılarıyla oynamak istiyorum aslında. Anladığım dile çevirmek istiyorum hepücüğünüzü. Ne demiş ünlü Türk büyüğü Saldıray abimiz: "üzerindekileri çıkar da konuş yavrum, ne dediğin anlaşılmıyor!"

8 Haziran 2009 Pazartesi

Bir insanın sizi anlamadığını nasıl anlarsınız?


Senin anadilin Türkçedir, onunki Hintçe, bakışından anlarsın.
40 saat tarif edersin gene anlamamıştır, yapışından anlarsın.
Daha baştan anlamak istemez, kaçışından anlarsın.
Tam anladı dersin gider en olmayacak şeyi yapar, satışından anlarsın.
Anlattıkların işine gelmez, kaşlarını çatışından anlarsın.
Anlamıştır ama kavrayamamıştır, kayışından anlarsın.
O aslında her şeyi anlamıştır ama sen bi türlü anlamıyosundur, yarışından anlarsın.
Hadi anlat bakalım ne anladın dersin, anlatışından anlarsın.
Anladığında çok geç olmuştur, kalışından anlarsın.
Çok üstüne gidersen, yaygarayı basışından anlarsın.
Anlıyomuş gibi yapıyodur, alttan alışından anlarsın.
Anladım der, e hadi bakalım dersin, gece yatışından anlarsın.
Ah bi anlasa kulu köpeği olacaksındır, konuştukça batışından anlarsın.
Her şeyi kıçından anlamıştır, sıçışından anlarsın.

Eee ne demiş atalarımız:
"Ne kadar anlatırsan anlat, dona düşer son damla..."

Sağlıcakla kalınız...

Üstüme iyilik sağlık...


Deli misiniz, artiz misiniz, paralı mısınız, beleş mi? Ne? Anlamadım ki ben... Tey allaaam, hu allaam!

2 Haziran 2009 Salı

Önder ÖnceL

Şimdi siz Önder'i tanımıyosunuz... Benim ise bunca yıla rağmen pek anladığım söylenemez. Gerçi şuan bu blog'dan kimsenin haberi olmadığı gerçeğini de düşünürsek, evet; burda Önder'i tanımayan yok. Ve fakat, anlamayanın da çok olduğunu düşünüyorum. Sadece bu blog'takilerden de bahsetmiyorum...

1o Haziran, benim doğum günüm ve bakın gün itibariyle Önder'in bana söylediğine:
"Bugün senin boğum günün Erdem... Doğum gününü göremicen!"

Aslında Önder'i çok seviyorum ama Aysel'in ablası gibi, "İçimden bi' ses Aysel'i boğ..." diyor.

Hayır, hayır; kesinlikle şiddet yanlısı bi insan değilim. Hümanis bir hedonist olduğum söylenebilir. Softcore...

Tabi bahis bu değil. Konumuza dönersek, Önder Öncel.

Ömrü hayatı boyunca, neden bilmem; beni kıskandı bu kişi. Çekemedi, o yüzden de oramı buramı çekiştirdi. Beni sündürmeye çalıştı ama tabi ki nafile... Erdem, diyorum size. Herhangi bir şey ifade etmiyorsa da üzülürüm isminize... Doğrudan soyisminize hatta.

Artık bu hayatta ben olan ne varsa, hepsini silmeye çalıştı Önder. Bana aşık ta bi yandan, 8 yıllık sevgilisi, 3 yıllık karısını ben sandı... Hayır, hayır! Öyle değil. Hatta eşi de burda, kendisine sorabilirsiniz. Vahide'nin bi fotoğrafına baktı ve onu ben sandı. Kesin, gizliden bana aşık... Aşık dediysek te hemen cinsi bi' münasebetsizlik etmeyin lütfen. Aşk, her yerde. Neyse...

Evet, Önder'i çok seviyor olabilirim. Ne yazık ki sevgi karın doyurmuyor. Önder bi gün beni, ayaklarımı koca bir vita kovasının içine, çimetoyla gömüp, açık denize atana kadar da buralarda olmaya gayret edicem...