5 Ağustos 2009 Çarşamba

Aradığınız kişi şu an anlaşılamıyor.


Kendimden başlayarak etrafımdaki hiçbir kimseyi zerre kadar anlamadığımı itiraf etmek istiyorum. Ama her geçen konuşmada bolca etrafa saçıyorum: hı hı anladım. Evet anlıyorum.
Ay seni çok iyi anlıyorum. Yok arkadaş anlamıyorum ben. Yüzeyde her şeyin ve herkesin birbiriyle uyum ve neş'e içinde yüzdüğü bu mana okyanusunda, bir boy ver bakayım dediğinde her şey tepetaklak oluyor. Neden? Anlamıyorum işte. Ağzı olan herkes konuştuğundan değil, herkes ağzıyla konuştuğundan belki. Konuşurken her şey mükemmel de iş icraata gelince tıssss... Alem yılan olmuş ortamlara sinsice akarken, hani lan dün gece konuştuklarımıza noldu dediğinde o başka o başka diyor sana. İşte o zaman her şey bambaşka oluyor gerçekten. Hepimiz kardeşiz fekat dur şu lavuğa iki dalıp geliyorum! Bu mu? Onu ondan bunu bundan ayırt etmek zorlaşıyor gittikçe. Herkes -mış gibi yapıyor işte. Öyle yaptığının farkında bile değil çoğu. Öyle öğreniyor çünkü. Öyle öğretiliyor belki. Hı hı anlıyorum canım seni. Benim de babam çocukken beni ağaca bağlayıp kırbaçlardı. Yaşadığım bu travmadan sonra gece vakti sokaktan geçen insanları doğramaktan zevk alır oldum. Evet sizi de anlıyorum hanfendi. Firmanızın çıkarları gereği beni kovmak zorundasınız. Malum vahşi kapitalizmo. Adamda takat bırakmıyor. Yalanım yoksa namerdim! Alayınızın algılarıyla oynamak istiyorum aslında. Anladığım dile çevirmek istiyorum hepücüğünüzü. Ne demiş ünlü Türk büyüğü Saldıray abimiz: "üzerindekileri çıkar da konuş yavrum, ne dediğin anlaşılmıyor!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder